Hiç gücü eline geçiren bazı insanların zamanla değiştiğini fark ettiniz mi? Önceden alçakgönüllü, dinlemeyi bilen, empatik kişiler; makam, yetki veya başarı kazandıklarında birden farklı davranmaya başlayabiliyor. İşte bu noktada Hubris Sendromu devreye giriyor.
Hubris Sendromu Nedir?
Hubris Sendromu, özellikle lider konumundaki kişilerde görülen; aşırı özgüven, kibir ve kendini üstün görme hali olarak tanımlanıyor. Bu kişiler, başarı veya güç kazandıkça kendilerini hata yapmaz sanabiliyor. Zamanla eleştirilere kapalı, otoriter ve benmerkezci tavırlar sergileyebiliyorlar.
Kısaca özetlersek:
- “Ben her şeyi bilirim.” düşüncesi
- Eleştiriyi küçümseme
- Başarıyı sadece kendine mal etme
- Kuralları kendisi için esnetme eğilimi
Nereden Geliyor?
“Hubris” kelimesi, Antik Yunan’da aşırı gurur ve kibir yüzünden tanrılara karşı gelmek anlamında kullanılmış. Mitolojide hubris, insanların trajik düşüşlerinin en önemli sebebi olarak görülürmüş.
Bugün ise bu kavram, özellikle siyasiler, şirket yöneticileri veya güçlü pozisyondaki kişiler için kullanılıyor.
Günlük Hayatta Hubris Sendromu
Bu sendromu sadece politikacılarda veya CEO’larda değil, daha küçük ölçeklerde de görebiliriz:
- İş yerinde kısa sürede yükselen bir yöneticinin, ekibini küçümsemeye başlaması
- Spor kulübünde başarı kazanan bir sporcunun, takım ruhunu hiçe sayıp sadece kendini ön plana çıkarması
- Küçük bir yetkiyi eline geçiren birinin, başkalarını emir kulu gibi görmesi
Neden Önemli?
Hubris Sendromu sadece birey için değil, çevresindeki insanlar için de tehlikeli olabilir. Çünkü kibirli kararlar:
- Yanlış stratejilere,
- İnsan ilişkilerinde kırılmalara,
- Takım motivasyonunun bozulmasına neden olabilir.
Hubris Sendromu, aslında bize çok tanıdık geliyor. Tarihten günümüze “gücün insanı nasıl değiştirdiğini” gösteren örneklerle dolu. Bu nedenle, ister yönetici olalım ister sıradan bir çalışan, önemli olan gücün bizi dönüştürmesine izin vermemek. Alçakgönüllülük, eleştiriye açık olmak ve başarıyı paylaşmak; hubrisin panzehiri sayılabilir.